Saltanat ve Bütçe

Para, Devletler ve Biz | | Kasım 13, 2012 at 8:32 pm

Cihan padişahı 12 leventin çektiği bu kayığa kurulur, tüm sefası sadece kendisi, annesi, kadınları ve çocuklarına ait olan bu saltanat kayığında haliç ve boğaz içinde dolaşırdı. İşte saltanat denilen şey bu kayığa binebilmekti. Cihan padişahı hava otobüsü, sikorsky, gulfstream ney bilmezdi. Çoğu sultan-ı azam savaşlar dışında hiç yurt dışı seyahati yapamadan öldü gitti.

80’lerin ikinci yarısında TV’de izlediğim bir eğitim programında “Kamu harcamalarının hızla arttığı günümüzde” şeklinde bir cümle kulağıma çalınmıştı. Sunucu bu cümleyi “havaların hızla soğuduğu”, “yağmurların şiddetini hızla arttırdığı” gibi natürel bir doğa olayını anlatır tarzda söylemişti. Aldı beni bir düşünce.

O gün bugündür dikkat kesilmiş bir haldeyim. Sahiden.. artıyor.. Reel ve gerçel olarak.. Hem de dehşetli bir biçimde, hep bir kademe sürekli daha fazla artıyor. Bu artan harcamaları karşılamak için vergi üstüne vergi bindiriliyor. Hayatımızda attığımız her adımda içtiğimiz her yudumda, yediğimiz her lokmada devlete bir pay vermek zorundayız. Üretirken ürettiğimizin önemli bir kısmını, tüketirken de tükettiğimizin çok önemli bir kısmını devletimize vermek zorundayız. Ama bu yetmiyor. Para basıp enflasyon yaparak alıyor. Onu yapamadığında bu defa borçlanarak çocuklarımızı, torunlarımızı borçlandırarak harcamalarını sürekli arttırıyor. Halen genel yönetim (AB tanımlı) borç stokumuz 510 milyar TL kadar. Hayır gerilemiyor bu borç miktarı da sürekli artıyor.

Çocukluğumda öğrendiğim 23 nisan marşında şöyle söylenmekteydi;
Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan, Kamutay(TBMM) bugün doğdu, Ve saltanatı (sultanate – sultanlığı) boğdu.

Eğer saltanat bundan 90 yıl önce (1923’de) boğuldu ise, bugün sürekli artan devlet ihtişamı neyi temsil etmektedir?

2013’te harcamalar kısılacak, tasarruf artacak.

Devletlilerimizin hepsinin yüzü gülüyor ama bizim keyfimiz çok kaçık. Çünkü söylenenin tamamen aksine devletimizin 2013’de harcamalarını kısma yönünde hiçbir eğilimi yok. 2013’de özellikle Savunma ve güvenlik bütçelerinin toplamı %24.5 artıyor. (2012deki 34.061 den 2013’de 42.408 milyara), Jandarma Genel komutanlığı bütçesi %226 artışla 2.585’den 5.843 milyara çıktı. MİT Müsteşarlığı bütçesi %33 arttı. Bu arada, bütçenin ödeneği de kapsayan 'gizli hizmet' giderleri inanılmaz bir artış gösterdi

2013’de gelirimiz artmasa da ödeyeceğimiz vergiler %13.7 artacak. Vergi gelirleri 2012’de 306.1 milyar iken, 2013’de 347.9milyar TL olması hesaplanıyor. 2013 bütçesinde ithalde alınan KDV gelirinin %22.3, alkollü içkilerdeki ÖTV gelirinin %24.8 (ÖTV 4.8 milyardan 6 milyara çıkması) artması öngörülmüş. Maliye bakanımız bu konuya (küçük adımlar) diye üstü kapalı şekilde işaret etmişti.

Yani, “2013’te harcamalar kısılacak, tasarruf artacak”açıklaması “kazı ürkütmeden yolmak”amacına hitap ediyor ve tercümesi “kemerleri son deliğine kadar sıkmaya hazır olun” şeklindedir.

2013 bütçesinde eğitim ve sağlığa önem verdik.

Pes doğrusu. Böyle birşey yok kesinlikle.
Güvenliğe harcanan para eğitimin iki katı, ve diyanete harcanan para sağlığın iki katı iken, “eğitim ve sağlığa önem verdik” lafı nasıl bir yüzle söylenebilir ki?
.
Hazırlanan 404 milyarlık bütçenin 85 küsur milyarı Maliyeye, 72 milyarı da Hazineye gidiyor. Yani hiç sözü edilmeyen ilk iki kalem 157 milyar (%39) kamu bütçe açıklarının karşılandığı transfer ödenekleri ile alınmış olan borçların faizlerine gidiyor. Milli Eğitime ise 47.5 milyar lira ayrılmış, ve üstelik bu rakamın da %80’den fazlası sadece personel maaşlarına gidiyor. Bütçede 42.4 milyar görünen savunma ve güvenlik bütçeleri ise bu kurumların (güçlendirme vakfı vb) bütçe dışı (jokey kulübü, milli piyango vb, gelir ve kurumlar vergisi hasılatı üzerinden aktarılan paylar vb) gelirlerinden yapılan harcamalar da eklendiğinde ikiye katlanıyor. (OYAK, Savunma Sanayii destekleme Fonu ve TSK GV hissedarı olduğu 18 askeri firma(MKEK, Aselsan vb) yeni Sayıştay yasasına göre otomatik olarak denetlenemiyor, harcamaları açıklanamıyor). 15 haziran’da yayınlanan yönetmeliğe göre; MSB, MIT, SSM, KDGM, MGK, JGK, EGM gibi devlet güvenlik kurumlarının satın almaları ve taşınır taşınmaz malları ve miktarları

Hiç adı anılmasa da Diyanet İşleri bütçesi sessizce %18 zamlandı ve 4.6 milyar lira oldu.(11 bakanlığı solladı) (İçişleri 2.8 milyar, Sağlık 2.4 milyar) 72 milyon nüfus için kişi başı 38 lira sağlık, 64 lira iman için harcanacak..

artık halktan gizlenebilecek. Bu durum hesaba katıldığında ve gerçek rakamlar üzerinden bir değerlendirme yapıldığında devletimizin savunma ve güvenliğe yaptığı harcamanın da maliye veya hazine bütçesi boyutunda (70 – 80 milyar TL mertebesinde) olduğu ve bu haliyle bizi GSMH’den ayrılan pay bakımından dünya lideri yaptığı görülebilir.

Kamuda ulaşım ve başbakanlığa özel havayolu

Kamuda makam aracı olarak kullanılan binek otomobillerin herbiri için 107 bin 500 lira tarife bedeli belirlendi. Maliyeti 1 milyon lirayı geçebilen zırhlı araçların bedeli ise tarife dışı. 2013’de çoğu makam aracı olmak üzere 7.494 yeni araç daha alınacak. Cumhurbaşkanlığına 2’si zırhlı araç olmak üzere toplam 11 yeni araç daha alınıyor. Dışişlerine 15 yeni makam aracı, başbakanlık filosuna ise 4ü arazi aracı 9 binek, 2 otobüs, 2 minibüs, 1 de panel araç alınıyor. Bu arada, dışişleri konutunun aylık kirası da 49 küsur bin lira ve geçtiğimiz 3 yılda 1.7 milyon TL konut kirası ödendi.

Halen Türkiye’de kamunun kullandığı makam aracı sayısı ABD hükümetinin kullandığından kat kat daha fazla. Örneğin İstanbul’da halen çalışan 34 bin polisten 6 bini makam şöförü, 3 bini sekreter. Şöförün işi müdürü sabah evden işe götürmek, sonra çocukları okula, eşleri çarşı pazara, akşam programları varsa mesai gece yarısına kadar. Vardiyalı en az iki polis şöför var. Günde tahsis edilen benzin 20 litre. Taşıt kartı yok. Ön kısımda çakar kırmızı mavi ışık. Sürekli emniyet şeridi kullanıyor. 3 bin müdüre adam başı en az 3 polis. 12bin etti. Geri kalır toplam 22bin polis. Onlar da büyük devlet büyüklerine korumalık etmek, eskortluk etmek, vatandaşa biber gazı sıkmak gibi görevlere ancak yetebiliyor. (Sıkılan 628 bin kilo biber gazı için 21 milyon dolar harcandı).

Başbakanımız her sene yüzlerce sayıda seyahat yapıyor. Hiç lisan bilmese de dolaşmadığı ülke kalmadı, birçoklarına üçer beşer defa gitti. Tabii bunlar hep hava yoluyla oluyor. O yüzden şimdi başbakanımız ve hükümeti için özel bir THY daha kurulması gerekti. Bugüne kadar Türk Hava Yolları (THY) envanterinde bulunan, bakım-onarım hizmetleri ve pilotları artık bundan böyle yeni kurulmakta olan Başbakanlık’taki Havacılık Başkanlığı bünyesinde görev yapacak.

Emniyet envanterinde bulunan OBA helikopteri de yine Başbakanlık envanterine geçecek. Filoda; ATA, ANA, DAP ve yeni satın alınan önümüzdeki yılbaşında teslim edilecek Airbus A330 hava otobüslerinin yanı sıra; OBA helikopteri ile yine ABD’den yeni satın alınan iki adet Sikorsky S92 helikopter yer alacak.

Başbakan’ın yeni helikopterlerinden ilki gelecek mart ayında, diğeri ise temmuz ayında teslim edilecek. Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından ihalesi sonuçlandırılmak üzere olan ve bakanların kullanacağı 7 adet İtalyan Agusta Westland helikopter de bu filoda hizmet verecek. İhalede Agusta ile Eurocopter firmaları yarışıyor.

Başbakanlık hava filosunda görev yapmak üzere 15 kadar da yetişmiş uçak ve helikopter pilotuna da ihtiyaç duyuluyor. Uçakları kullanacak pilotlar THY’den alınacak. Emniyet’in elinde yetişmiş az sayıda helikopter pilotu bulunduğu için görev yapacak helikopter pilotları dışarıdan seçilecek. Başbakan Erdoğan, yeni dönemde daha güvenli bir şekilde uçuşlarını gerçekleştirecek. Zaman ve kaynak tasarrufu sağlanacak. Slotlarda (iniş-kalkış izinleri) üstünlük olacak.

Başbakanlık VIP uçak havuzunda bulunan ve sivil havacılık kurallarına tabi olan ANA, DAP, ATA, uçağı ile önümüzdeki yıl filoya katılacak olan A330 uçağı ile helikopterler yeni dönemde devlet hava aracı statüsüne alınacak. Devlet hava aracı statüsüne alınmalarıyla bu uçaklar için artık slot (iniş-kalkış) izni gerekmeyecek. Uçakların bakım masrafları azalacak, uçuşlar daha güvenli olacak. Yeni dönemde uçakların kuyruk isimleri de değişecek. TC-ANA, TC-DAP gibi isimler yerine ABD Başkanlık uçağı ‘Air Force One ‘ gibi uçaklara numara verilecek.

Başbakanlık için iki yıl önce sipariş verilen Gulfstream G550 tipi uzun menzilli iş jeti, önümüzdeki hafta teslim ediliyor. Liste satış fiyatı 55 milyon dolar olan uçağın ABD’de Savannah Georgia’daki Gulfstream imalat hattında test uçuşları ve teslimat çalışmaları son aşamaya geldi. Tescili TC-DAP (Doğu Anadolu Projesi) olması düşünülen uçağın fiyatının ekstra sistemlerle 60 milyon doları aştığı sanılıyor.

VIP uçuşlarda kullanılmak üzere THY tarafından sipariş edilen Gulfstream G550, 12 bin 501 kilometre menzili ile dünyanın en uzun menzilli iş jeti. Yolcu kapasitesi Başbakanlığın isteğine göre 18 koltuklu olarak planlanan uçak, İstanbul’dan yakıt ikmali yapmadan batıda Los Angeles, doğuda Avustralya’nın Darwin şehrine uçabiliyor.

Bizim devletimiz makam uçak ve taşıtları sayısı bakımından dünya rekoruna sahip. Kamuya ait makam araçlarının sayısı Japonya’da 10 bin, İngiltere’de 12 bin, Almanya’da 11 bin, Fransa’da 9 bin iken Türkiye’de 90 bin 11. Bu sayı tüm avrupa’daki makam taşıtlarının toplam sayısından bile daha fazla. Her yıl “Kamuda taşıt saltanatına son vereceğiz” denilmesine rağmen taşıt sayısı sürekli artıyor. Bu arada, bazı kurumlar, taşıt almıyor, artık kiralıyorlar. Bunların sayısı da açıklanmıyor. Kiralanan taşıtlar da göz önüne alındığında, kamudaki taşıt sayısı gözükenin de üzerinde artmaktadır. Dünya rekorunu kimseye bırakmıyor hatta her yıl arayı açıyoruz.

Halen 235 binin üzerinde kamu lojmanı var. Özel bütçeli kurumlar ile yükseköğrenim kurumlarındaki sosyal tesis sayısında ciddi artışlar var. Lojman sayısı bakımından sıralamada Emniyet Genel Müdürlüğü (46.356), Milli Eğitim Bakanlığı (41.599), Milli Savunma Bakanlığı (42.308), Jandarma Genel Komutanlığı (19.825) ve Sağlık Bakanlığı (20.455) ilk 5’i oluşturuyor.

2013 bütçesinde hükümetimiz zorunlu borç ve faiz ödemelerinden sonra en fazla payı emniyet, güvenlik ve diyanete vermiş görünüyor. Sağlığımız, güvenliğimiz artmıyor. Kamuda saltanat artmaktadır. Çocuklarımız 60 kişilik sınıflarda okumaya devam ederken silahlanma yatırımları arttırılarak sürdürülecek, “iman” için de sağlığa harcananın iki katı kadar para harcayacağız.

Yorum gönder

Yorum göndermek için giriş yapmalısınız.