Daha Neleri Yasaklamalı ?

Hikayeler / İnsanlık Halleri | | Aralık 7, 2012 at 2:54 pm


Biliyor musunuz ?

geçenlerde yayınlanan bir araştırmaya göre meğer;

* Türkiye’de halkın yüzde 22,2’si için din, %15,5’i için devlet, ve %11’i için millet, en çok muhafaza edilmek istenen değer imiş.

* “Herkes hayatta layık olduğu yerdedir ve haddini bilmesi gerekir” diyenler yüzde 35,4’e, “İnsan zayıf olduğu için başına bir otorite gerekir” (faşizm) fikrine inananların oranı yüzde 25,1’e düşmüş.

* ‘İfade özgürlüğü icabında kısıtlanabilsin‘ diyenlerin oranı yüzde 6’ya, “Medya sansür edilebilsin” diyen (otoriteryen)lerin oranı yüzde 16’ya inmiş.

* “Gerektiğinde birilerine işkence yapılabilsin” diyenlerin oranı yüzde 23,5 olarak ölçülmüş.

* Ramazan ayında oruç tutanların oranı yüzde 53,1’e inerken, hiç oruç tutmayanlar yüzde 12,3’e çıkmış,

* Oruç tutmayandan, , namaz kılmayandan, ve başını örtmeyenden “rahatsız olanlar” sırasıyla %25,4’e, 18,6’ya, %14,1’e düşmüş.

* “Oy verirken, parti liderinin dini inançlarını hesaba katarım” diyenlerin oranı yüzde 72’ye yükselmiş.

* İsteğe bağlı kürtajı onaylayanlar yüzde 50, onaylamayanlar yüzde 47 olarak ölçülmüş,

* “Müslüman kadın başını örtmelidir” diyenlerin oranı yüzde 37,5 olarak belirlenmiş,

* “Başını örtmeyen kadınlar Müslüman sayılmazlar” diyenlerin oranı yüzde 16’ya inmiş.

Bu Sonuçlar Korkunç !.

Bana hiç inandırıcı gelmedi şahsen. Ya örneklerin seçilişinde bir sakatlık var, yahut da benim hiç tanıyamadığım bir Türk halkıyla karşı karşıyayız. Daha da şaşırtıcı olanı raporun önceki yılların araştırmalarıyla karşılaştırıldığında bugün “daha iyi” olduğu, ve sanki halkın irticaya ve otoriterliğe bakışında iyileşme olduğu izlenimi vermesi…

Yarım yüzyıl öncesini gayet iyi hatırlıyorum. Yaşadığım yerlerde; oruç tutmayandan, , namaz kılmayandan, ve başını örtmeyenden “rahatsız olan” yüzde 25 yoktu. %2,5 bile yoktu. Gün boyu dolaştığımızda gördüğümüz başı örtülü insan sayısı iki elin parmaklarını geçmezdi. Üniversitede başörtüsü serbest, ama başını örten kız sayısı %1’den az idi. Tahran’da bir sürü seksçi dükkanı açılmıştı. Kimsenin kimseden rahatsız olduğu felan yoktu. Ramazanda hiçbir lokanta kapanmaz. Sokağa karşı açıkça yemek yenilebilir, içki içilebilirdi. Gençler sokakta sarmaş dolaş olabilir, sarılabilir öpüşebilirlerdi. Kimsenin kanına dokunmazdı bu durum. Oruç tutan %5’i geçmez. Onlar da tutmayanlardan hiçbir rahatsızlık gösteremezlerdi. Evet askercil devlet otoriterliği de vardı ama bu halkın paylaştığı bir durum değildi. İşkence yapılabilmesini onaylayacak bir %23.5 kesinlikle yoktu. Halk, bunu yapanlara %95 öfke duyardı. Acaba orası Türkiye değil miydi, şimdi yaşadığım kentler değil miydi. Yoksa biz ülkece uzayda tamamen başka bir coğrafyaya mı ışınlandık ?.


Geçen hafta San Fransisco Şehir Meclisi 6-5 oyla çıplaklık yasağını onaylamış. Aslında parklarda, limanlarda ve lokantalarda yasaklanması daha eski.

Ama şimdi artık caddelerde kaldırımlarda, plazalarda ve ulaşım yerlerinde de yasak olacak. Şehir içinde çıplak dolaşılabilecek yer hemen hemen kalmıyor. Demek ki orada da birileri birilerinin kılık kıyafetinden “rahatsız” olma hakkını kendinde görebiliyor. Gerçi kararın 6-5 oyla çıkmış olması ve valinin henüz onaylamamış oluşu ümit verici.

Bizdeki tarzda “hayasızca hareketler”, “müstehcenlik” ve “fuhuş” gibi “suç” isnat edilebilen ceza yasaları gelişmiş ülkelerin hiçbirinde yok gerçi. Geri getirilmesi de asla mümkün değil. Ama militan nüdistlerin vahşi protestoları ve mahkeme salonunda soyunup infial yaratmaları da sinir bozucu. Oralarda da kendini her şeye “yetkili” gören siyasi ve bürokratlar halkın sinirini bozmaya ısrarla devam ediyorlar. Devletlliler bir şeylerden rahatsız olma ve halkın her şeyi üzerinde kendini bu kadar yetkili sayma konumunu daha ne kadar sürdürebilirler ki?.

Çıplaklık konusunun tartışıldığı 4 aralık’daki encümen toplantısı sırasında bazı katılımcılar alınmak istenen yasak kararını bu şekilde protesto ettiler.

Yorum gönder

Yorum göndermek için giriş yapmalısınız.