Holodomor olayı

Tarihte Neler Oldu | | Temmuz 28, 2010 at 4:05 pm

Sözcüğün Ukraynaca okunuşu “Golodomor” muş. Eski slavcadaki Holod(golod = kıtlık) ve Mor (kitle halinde ölüm) sözcüklerinden geliyor. Ukrayna Holocaust’u da denmektedir. 1932 yılında sadece ukrayna topraklarında yaşayan 5 milyon kadar insanın açlıktan ölmesi hadisesinin özel adıdır. Bu olayın da holocaust gibi bir soykırım sayılıp sayılmamasında farklı görüşler var.

Aslında dünyanın en verimli topraklarında yaşayan insanların başına gelen bu olay bir kıtlık, katliam veya doğal afet sonucu değil doğrudan ülke yöneticilerinin aldıkları yanlış ekonomik kararları otoriter yöntemlerle uygulamaya girişmelerinin bir sonucu olarak gerçekleşmiştir.

Bolşevik bürokratlar gelip insanları bizzat katletmiş değiller ama yürürlüğe koydukları kararların sonucu kırsal bölgelerdeki çok sayıda insan için açlıktan acı çekerek katliamdan beter bir ölüm olmuştur.

Aslında sovyetler birliğinde doğal kıtlık afetleri de görülmemiş şey değil ancak 1932’deki kıtlık herhangi bir savaş durumu, altyapının çökmesi veya iklimsel nedenlerden kaynaklanmış değil. Tümüyle yanlış ve kasıtlı siyasi ve idari kararların bir sonucudur.

Stalin’in kırsal alanlardaki kollektivizasyon politikası özellikle çoğunluk köylüler tarafından şiddetli muhalefetle karşılanmıştı. Köylüler kolhoz(kollektif çiftlikler) ve sovhoz(devlet çiftlikleri)nde çalışmak istemiyorlardı. Kendi çiftliklerini bağımsız olarak işletmek arzusunda idiler. Aslında rusyada köylülerin Stolypin reformlarına kadar bir çiftlik sahipliği olayı da yok. Ama o reformlarla tarım arazileri aristokrasinin elinden alınıp bağımsız çiftçilere verilmiş durumda (at binenin toprak işleyenin reformu). Dolayısıyla Sovyetler birliğinin ilk yıllarında hemen tüm çiftlikler köylülerin kendi malı durumuna gelmiş. . Bolşevikler köylülerin komünist devrime destek vermelerini sağlamak için en baştan toprak reformu önermişler ve hemen ihtilal sırasında da bunu uygulamışlar. Ancak öte yandan özel mülkiyet Bolşeviklerin aslında hiç istemedikleri bir durum. Yani köylünün toprak sahibi olması kendi teorilerine aykırı. Köylü toprak sahibi olursa hem sömürgen hem verimsiz olur düşüncesindeler.

Kollektif mülkiyet ve sosyalleştirilmiş ekonominin(kendi teorilerine göre) hem sosyal adalet hem de ekonomik verimlilik bakımlarından çok daha üstün birşey olması gerekiyor. O nedenle devrimin ilk yıllarında köylüye verdikleri toprakları onların elinden geri almaları ve bunu ivedilikle, gereken yerlerde de zorla yapmaları gerekiyor.

Gıdanın devlet silahı olarak kullanlması; Holodomor


Bunun için kırsal bölgede yaşayan halka köyleri terketmeleri ve şehirlerde sanayi işçileri olmaları telkin ediliyor. Köylerde kalanlar da kollektif çiftliklerde çalışmak üzere organize edilecekler. Tarım da tüm ekonomi gibi merkezi olarak planlanacak. Ülkenin gerçek ihtiyaç duyduğu ürünler nelerse onlar yetiştirilecek. Hızla makinalaşmaya gidilerek verimlilik artırılacak. Sonuç olarak şehirlerdeki nüfus hızlı bir artış gösterdi. Hızlı hareket edilmesi, ve doğal sınırlamaların dikkate alınmaması yüzünden çok büyük idari hatalar, yanlış planlamalar oldu. Ayrıca kırsal yörelerdeki halkın yapılanlara karşı çıkması yüzünden şehirlerde kıtlık olma tehlikesi başgösterdi. Bunun üzerine hükümet kırsal yöredeki insanların ürününü elinden zoralımla elkoyma(müsadere) yoluna gitti. Üstelik sovyet hükümeti giriştiği endüstrileşme kampanyasını çok büyük ölçüde hububat ihracından gelecek gelirlere dayamıştı.

Rekoltenin yetersiz olduğu kesinlikle anlaşıldıktan sonra da devlet bir yandan köylünün ürününü elinden zorla almaya, öte yandan hububat ihracatını sürdürmeye devam ediyor. Bunu yapmaya devam etmesinin görünür bir nedeni de kırsal bölgedeki köylülerin yapacakları bir ayaklanmaya rejimin dayanamayacağından ciddi olarak korkulması imiş. Yani köylülerin hükümete karşı ayaklanma riskine girmek yerine onları aç ve aciz bırakıp ölmelerini izlemek bilinçli bir tercih olarak kabul görmüş olabilir. Çünkü sovyetler şehirdeki proleterler ve askerlere dayanarak iktidara gelmişler, köylüden de hiçbir reaksiyon görmemişlerdi. Oysa şimdi ayaklanmaları rejime ciddi bir tehdit olabilirdi.

Köylülerin elinden ürünlerinin müsadere edilmesi hükümetin “şok tugayları” adı verilen askeri birliklerince çiftlikler basılarak ve karşı gelenler vurularak gerçekleştirilmekte idi. Müsadereden sonra köylünün elinde ertesi yıl için ürün ekecek tohum ve kışın yiyecek tahıl kalmamakta idi. Sonuç tam bir felaket oldu. 1933 yılında bereketli topraklar ekilemedi. Köylerde çok büyük bir açlık ve kıtlık yaşandı. Hükümet bir yandan kıtlık haberlerini dünyanın kamuoyundan gizleyecek çalışmalar yaparken öte yandan iklim kötüydü rekolte düşük oldu, köylünün mağdur olmaması için gerekli desteği veriyoruz, çocuklara süt yardımı yapıyoruz gibi açıklamalarda bulundu.

Böylece 1934 yılına kadar sadece ukraynada 5 milyon dolayında insan doğal olmayan nedenlerle(açlıktan) öldüler. Aslında kıtlıktan ölüm sadece Ukraynada değil Sovyetler Birliğinin diğer bölgelerinde örneğin Almanların oturduğu Volga yöresinde, don yöresi kazaklarının oturduğu Kuban ve Kazakistan’ın geniş kısımlarında da olmuştur. Ancak Holodomor terimi kıtlıktan ölümlerin sadece Ukrayna coğrafyasında gerçekleşen kısmıyla ilgilidir. Konuyu inceleyen birçok yazar bunun Josef Stalin tarafından politik amaçlarla gerçekleştirilmiş bir “soykırım” olduğu iddiasında birleşiyor. Diğerleri ise bizzat bir öldürme ve kasıt olmadığı, olayın ters giden işlerden kaynaklandığını iddia ediyorlar.

Yorum gönder

Yorum göndermek için giriş yapmalısınız.