Telsiz Telefon
Münakalat – Muhaberat Mevzuatı | canakci | Ağustos 3, 2010 at 8:16 am1970’lerin başlarında güneşli bir yaz günü Timothy (10) isimli bir İngiliz turist çocuğu Sultanahmet parkında oturmaktadır.
Çantasından babasının sınıf geçme hediyesi olarak aldığı walkie-talkie sini (telsiz telefonu) çıkartır ve başlar o sırada Kapalıçarşı’da alışverişte olan annesiyle konuşmaya. Hem de öyle gizli saklı değil, parkta devriye gezmekte olan polislerin kendisine dik dik bakmalarına hiç aldırmadan, açıktan açığa düpedüz konuşmaktadır. Oysa 3222 no’lu telsiz yasasına göre bu 6 aydan başlayan hapislik bir suçtur. (Yasada “elektromanyetik dalgalar kullanılarak yapılan her türlü haberleşme” diye geçmektedir.) Polisler çocuğu “cürm-i meşhut halinde (suçüstü)” yakalar alır götürürler.
Ondan sonra olanlar “Midnight Express” filmindekilerden beterdir. Annesi gelir “”o daha çok küçük, bırakın onu”” der, ağlar, yalvarır. Babası İngiltere’den uçağa atlayıp gelir. Der ki “Eğer ortada bir suç varsa cihazı hediye eden kişi olarak asıl suçlu benim. Oğlum henüz 10 yaşında ve sizin yasalarınızı bilmesi mümkün değil. Beni alın, oğlumu bırakın. Ben sizin böyle yasalarınız olduğunu bilemedim”.
Buna rağmen çocuk tutuklanır ve hapse konur. Dış basında olay manşet olmuştur. Aylar geçer, okullar açılmış ama çocuk okuluna gidememektedir. Olay yeniden manşet olur ve bu sefer İngiliz dışişleri devreye girer ve bizzat bakan Callaghan sırf bu iş için Türkiye’ye gelip ricacı olur. Basında yazdığına göre İngiliz bakana, “Türkiye’nin bağımsız bir hukuk devleti olduğu, çocuğun bağımsız Türk mahkemeleri tarafından yargılanacağı ve hükümetin mahkemelere etki etme hakkı olmadığı” söylenmiştir. Yasanın değiştirilip değiştirilemeyeceğini sorması üzerine de derler ki “”TBMM sırf İngiliz bakan istedi diye yasalarını değiştirecek değildir””. Bakan ülkesine döner, çocuk da mahkûm olup hapse girer. Ancak bir süre sonra gazetelerde 3. sayfa haberi olarak Timothy’nin hapishaneden (kendi başına) kaçtığı duyurulur. Konu da böylece kapanır.
Timothy’nin kullandığı için hapse girdiği cihaz CB(Citizen’s Band – Halk Bandı) olarak bilinen ve A.B.D.’de 1945 yılında FCC’nin yaptığı frekans tahsis planında “”Halkın tümüyle kendi özel amaçlarla kullanımına”” tahsis edilen 27 MHz bandını kullanmaktadır. Bizden başka hemen hemen tüm ülkeler de aynı yolu izlemesine karşın bizde Halk Bandı diye bir şey 1983 yılına kadar hiç olmamıştır. 1983 yılında halk bandının(CB) “halk” tarafından kullanımına aşağıda anlatılan kısıtlamalarla izin veren 2813 sayılı yasa getirildi.
Yasa herhangi frekans kullanımını çok genel olarak yazdığından uygulamada mesela başka birçok alanda da kullanımı olan “kristal osilatör” anahtar malzeme olarak tanımlanmış ve bu komponentin yedek parça olarak dahi ithali neredeyse imkânsız hale getirilmiştir.
Günümüzde halen geçerliliğini sürdüren 2813 sayı 5 Nisan 1983 tarihli telsiz kanununun bazı maddeleri şöyle;
Md.25. Telsiz alıcı cihazlarının başka bir yere naklinin, naklinden önce veya kaydının kapatılmasını müteakip otuz gün içinde ulaştırma bakanlığına bildirilmesi zorunludur. Başka bir yere nakli veya kaydının kapatılması işlemleri özel kanun hükümlerine göre yapılır.
Md.26. Telsiz alıcı cihazlarının herhangi bir şekilde başkalarına satışı veya devri ulaştırma bakanlığının iznine bağlıdır.
Md.30. Telsiz haberleşme sistemleri üzerinden kriptolu haberleşme yapmaya TSK, SGK, MIT, EGM ve dışişleri yetkilidir. Bunun dışında kimlerin kriptolu haberleşme yapılacağına Genelkurmay başkanlığı karar verir. Kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan tüzel kişiler ile gerçek kişiler telsiz sistemleri üzerinden kodlu veya kriptolu haberleşme yapamazlar.
Md.32. Ruhsatsız telsiz tesisi kuranlar veya ruhsat aldıktan sonra bu tesisleri maddi çıkar veya siyasi amaçlarla kullananlar altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. 13ncü maddeye göre ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Bu cezalar olağanüstü hal veya sıkıyönetim veya seferberlik halinde ise birinci fıkradaki cezalar 2-5 yıl, ikinci fıkradakiler 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olarak uygulanır. Mahkûmiyet halinde ayrıca tesislerin müsaderesine de hükmolunur. Gerekli izni almaksızın sabit telsiz tesislerinin yer veya teknik özelliklerini değiştirenler iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Telsiz verici alıcı cihazlarının çalıştırılmasının durdurulmasına veya kısıtlanmasına ilişkin ulaştırma bakanlığının telsiz yayın kontrolü duyurusuna uymayıp cihazlarını işletenlerin beş yıldan on yıla kadar ağır hapis ile cezalandırılmasına ve cihazların müsaderesine hükmolunur.
20’nci madde hükmüne göre cihazlarının ruhsatı ulaştırma bakanlığınca iptal edilenler ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ulaştırma bakanlığından izin almadan telsiz alıcı cihazlarını alan veya satan veya devredenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cihazların müsaderesi ve… liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur. Kriptolu haberleşme yapanlar ve yaptıranların altı aydan bir yıla kadar hapisle cezalandırılmalarına, cihazların müsaderesine, ayrıca kodlu haberleşme(data iletişimi) yapan, yaptıranların üç aydan altı aya hapsi. bla.. bla..
İnanmayabilirsiniz ama şu anda maalesef hala telsiz konusunda Türkiye’de bu yasaların geçerliliği devam ediyor. Özetle söylemek gerekirse, yasaları çiğnemeden bu cihazları bulundurmak, kullanmak, bir yerden bir yere nakletmek, almak satmak neredeyse olanaksız. Harç ödeyip ruhsat alarak kullandığınızda ise başkalarının sizi dinlemeyeceği şekilde konuşamıyorsunuz. Tıpkı bir mahkûmla görüşmeye gittiğinizde yanınızda sürekli olarak bir güvenlik görevlisinin sizi dinlemesi nasıl gerekiyor ise telsizinizle görüşürken de öyle. Başkalarının dinleyemeyeceği şekilde görüşebilmek üzere kripto önlemi almanız duruma göre on yıl hapse kadar değişen çok ağır bir suç oluyor.
3222 no’lu yasanın değişmesi ve kısmi serbestlik getiren 2813 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinin ardından gelen birkaç yıl boyunca ruhsatlı CB telsiz kullanımı artarak sürdü. Şifreli görüşme yapmanın yasak olması sonucu herkesin dinleyebildiği bu görüşmelerde istenildiği gibi konuşulabilmesi bazıları açısından “”aşırı bir özgürlük”” sayılmaktaydı ve bu yüzden bir “”telsiz görüşmelerinde kullanılması yasak sözcükler listesi”” hazırlanarak meclise sunuldu. Ancak, internet ve GSM(G1) cep telefonlarının ortaya çıkması CB telsiz furyasını aniden bitirdi ve sözcük yasaklama yasası (artık ihtiyaç kalmadığı için) rafa kalktı.