Uydu Yayınlarının Başlaması
Münakalat – Muhaberat Mevzuatı | canakci | Ağustos 3, 2010 at 12:02 pm4 Ekim 1957’de ilk uydu Sputnik 01 başarılı olarak uzaya yerleştirildi ama 24 Şubat 1962’de ilk telefon haberleşmesi ve televizyon yayınını gerçekleştiren Echo 1 bugünkü anlamda ilk radyo televizyon uydusu olarak kabul edilebilir. O tarihten itibaren dünyada telefon haberleşmesi ve radyo-televizyon yayınlarının uzaya çıkma yarışı başlıyor. İlk gerçek zamanlı aktif telekom uydusu Telstar 1’in faaliyete geçmesinden ve A.B.D. kongresinin Haberleşme Uyduları Kanununu onaylayıp COMSAT’ı kurmasından (1962) sadece 6 yıl ve INTELSAT’ın 20 Ağustos 1964’de 11 ülkeyle kurulmasından sadece 4 yıl sonra o zamanlar bizim tüm haberleşmeden sorumlu kamu (tekel) kurumumuz olan PTT’ye bu konuda çalışma yapması görevi verildi.
“Peyk (uydu) Telekomünikasyon Grup Başmühendisliği” bunun üzerine PTT içinde 1968 yılında kuruluyor. Böylece INTELSAT’a resmen katılmaya da karar veriyoruz. 20 Ağustos 1964’de 11 ülkeyle kurulan bu organizasyona Türkiye dördüncü yılında katılmış oluyor. INTELSAT hala dünyanın en büyük uydu haberleşme kuruluşlarından biri. Üye olanlar ve olmayanlar da dâhil dünyanın bilinen her ülkesi ve topluluğu bu teşkilatın bir kısım servislerinden yararlanıyor.
İlk başlarda Türkiye’de hiçbir yer istasyonu yokmuş. Ama o yıllarda Yugoslavya ve İran’ın yer istasyonlarından yararlanarak A.B.D. ile telefon bağlantısı kurabiliyoruz. 1970’lerde Türkiye’de bir yer istasyonu kurulma çalışmalarına başlanıyor. Nihayet 1976 ‘da ihale açılıyor, ihale 1977’de sonuçlanıyor, yer istasyonunun kurulması 1979 yılında bitiriliyor. AKA-1 (Ankara 1) 23 Nisan 1979 İngiltere ile 11 telefon kanalı kurularak servise veriliyor.
1977 ‘de 17 ülkenin katılımıyla kurulan EUTELSAT a biz de 1985 yılında katılıyoruz. Hisse oranımız 0.47 dolayında. Eutelsat 2 ile çalışan AKA-2 yer istasyonu 3 Kasım 1985 tarihinde hizmete giriyor. Halen EUTELSAT’ın 47 üyesi var. 1979 yılında gemicilik ve deniz emniyetinin sağlanması amacıyla 26 üye ülkenin katılımıyla 1979 yılında INMARSAT oluşturulmuş ve 1982 yılında Marisat uyduları üzerinden çalışan ilk uydu kıyı yer istasyonu servise verilmiş halen 81 üye ülke bulunuyor. Türkiye 16 Kasım 1989 yılında INMARSAT’a da üye olmuş.
Türkiye’de 1986 yılından itibaren yabancı uydu TV yayınlarının izlenmesini sağlayan çanak antenler hızla yaygınlaşmaya başlamıştı. Ancak o sıralar bireysel çanaklı alıcı sistemini kurabilmek için Telsiz Genel Müdürlüğüne (TGM) başvurup harç ödeyerek izlenen kanalların isimleriyle tevsik edildiği(kayıt altına alındığı) bir ruhsat almak gerekmekteydi. Ruhsat harcı kanal sayısına göre olduğundan izlenebilen kanal sayısı arttıkça ruhsatın da yenilenmesi söz konusuydu. Harç düşük bir bedel de değildi. Kopernik uydusundan alınabilen 4-5 Alman TV kanalını izleyebilmek için alınması gereken ruhsatın yıllık harcı 500 dolardan fazla idi. Eğer yasal statü bugün aynen devam etseydi tek çanaklı bir uydu sistemi olan kişilerin bile (alınabilen binlerce kanal sayısı dikkate alındığında) devlete her yıl yüz milyarlarca(binlerce) lira harç ödemesi gerekecekti.
Ruhsatsız uydu TV izleme suçunun hapis cezasına kadar varan yüksek cezaları bulunmasına karşın bu konudaki mevzuat hiç işlemedi. Tüm Türkiye’de kurulan çanak sayısı on binlerle ifade edilen sayıya ulaştığında verilen ruhsat sayısı toplam 100 adedi bile bulmamıştı. Tek yönlü (sadece yayın almaya mahsus) ev sistemleri için satıcıya, teknisyene ve kullanıcıya büyük yasal yükümlülükler ve yaptırımlar gerektiren bu mevzuat CB telsiz mevzuatının hazırlandığı mantıkla hazırlandığından gerçekten komik ve pratikte uygulanması da imkânsızdı.
1990 yılı sonlarında Cem Uzan ve dönemin Cumhurbaşkanının oğlunun ortaklaşa kurdukları ve TRT’nin mevcut anayasal tekelini ihlal eden MagicBox isimli ilk yerli uydu-televizyon kanalının beklendiği gibi Türk kullanıcı sayısını çok fazla arttırması üzerine pratikte işletilmesi mümkün olmayan “ruhsat” mevzuatının getirdiği müeyyidelerin uygulanmasından vazgeçildi.
Bir önemli konu da uydu yayınlarını almaya mahsus cihaz ve malzemenin ithaline ilişkin düzenleme. Bu cihazlar için Telsiz Genel Müdürlüğü (TGM) den özel ithal müsaadesi gerekiyor. İthalatçı bir adet “numune” edinebilmek için bile TGM’ye (Ankara) başvurup 1 adet numuneyi ithal müsaadesi alacak, onunla numuneyi ithal edecek ve cihazı Ankara’ya TGM’ye götürüp onaylatmak için başvuruda bulunacak. İthal müsaadesi sadece belirli miktar için veriliyor. Aynı model dahi olsa bir dahaki parti için tekrar aynı muamele uygulanacak. Başvurulara bazen “6 ayda” cevap alınabiliyor. Görünür ve görünmez masrafları olan bu işlem kimileri için birkaç gün, kimi için ise aylarca sürüp başarılamayan muameleler demek.
İran’da uydu kullanıcısına kırbaç cezası, kullananı ihbar edene de ödül var
Uydu yayınlarının başlaması aslında sadece Türkiye’de değil, tüm Orta Doğu ve Müslüman ülkeler coğrafyasındaki güvenlikçi devlet bürokrasisi üzerinde bomba etkisi yarattı. O güne kadar kör topal uygulanabilmiş devlet sansürü ve haberleşme kısıtlamaları bu teknoloji sayesinde artık tamamen devre dışı kalmakta, hiç istenmeyen kültürel etkilenmeler artık engellenmesi imkânsız şekilde sınırlardan içeri ulaşabilmekte idi. 5 Müslüman ülke uydu yayınlarını doğrudan ve tamamen yasakladılar ve kullanımını uyuşturucu madde kullanımı gibi cezai işlemler gerektiren bir suç haline getirdiler.
Türkiye 30 kadar Avrupa ülkesince de imzalanan 1989 tarihli Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi’ni (European Convention on Transfrontier Television) 22 Kasım 1993 tarihli bakanlar kurulu kararıyla onayladı. Bu sözleşmenin esasları 3915 sayılı kanunu oluşturdu. Daha sonra (zaten pratikte delinmiş olan) anayasamızdaki TRT tekeli maddesi kaldırılarak özel yayınlara imkân vermek üzere 13 Nisan 1994 tarihinde kabul edilen ve R:G: 20.4.1994’de yayınlanan ve 42 maddeden oluşan 3984 sayılı yasa (Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun) yürürlüğe girdi.