Elektrik Faturalarındaki Kayıp Kaçak
Zeitgeist / Denemeler | canakci | Kasım 18, 2011 at 3:54 pm
Dün gördüğüm bütün gazetelerde ve TV kanallarında elektrik faturalarından alınan kayıp kaçak (KK) bedelinin Tüketici Haklarına Şikayet Edildiği ve “”şikayetin haklı”” bulunduğu haberi vardı. Tüm medya haber kanalları bu konuyu haberleştirmekte birbiriyle yarıştı. Halkın tepkisi de muazzam. Genellikle haram zıkkım olsun şeklinde idi.
Ama bu çok komik… Eğer birine bir hakkınız geçtiğinde bunu ona zehir zıkkım edecek iseniz kime ne kadar hakkınız geçtiğini de tam doğru olarak bilmeniz gerekmez mi?..
Peki biliyor musunuz ?.
Faturanıza baktığınızda kime kaç para verdiğinizin farkına varabiliyor musunuz?. Faturanızın üstünde yazılı sayısız bilgi haneleri var. Bunlar sizin için ne ifade ediyor ?.
Aktif, endüktif, kapasitif. Bunları bilmeniz için elektrik mühendisi olmanız gerekir. Olsanız dahi zaten sayacınız harcadığınız elektriğin endüktif ve kapasitif kısımlarını ölçüp ona göre (tasarruf için) nasıl reaktif güç kompanzasyonu yapacağınızı tavsiye edebilecek özellikte değil. Yazıcı oraya her defasında 0,000 yazıyor.. (Hatce teyze faturasındaki bu bir sürü sıfırları ne yapsın? sorarım size. Eğer maksat ukalalık yapmak veya “cambaza bak” düzenbazlığı ile kafa karıştırmak değil ise o hanelerin faturada ne işi var ??)
Bir alt satıra gelelim. . Gündüz, Puant, Gece .. yine bir sürü 0,000 daha. Sözde gece kullandığınız elektrik ile gündüz kullandığınız ayrı ayrı hesaplanıp faturalandırılıyor ki üretim tüketim dengesi teşvik edilsin. Var mı böyle bir hesap?. YOKKK… Hepsi 0,000 olduğuna göre bu da sadece bir aldatmacadan başka bişey değil.
İşin aslı.. Faturamda 233 KWh görünüyor. KWh bedeli 16 kuruş (0.163433) Yani bir ayda toplam 38 liralık elektrik kullanmışım. Kullandığım elektriğin fiyatı bu.
Eğer dairem Washington’da olsa idi KWh bedeli 10 kuruştan (5.7 cent – USD/TRY= 1.8TL) yaklaşık 24 TL (23.9058TL) olacaktı. Aslında buraya kadar bir sorun yok. ABD’linin 24 TL ödediği elektrik için ben %50 fazlasını ödemeye razıyım. Yani sadece 38 TL ödesem inanın ki hiçbir itirazım olmayacak. “Helalı hoş olsun” diyecektim.
Sorun benim faturamın elektrik bedeli olan 38TL de değil onun da üzerine eklenen eklentilerle 69 TL haline gelmesinde. (Eklenen sürşarj sonucu faturam Washington’dakinden %288 daha fazlası oluyor.). Washington’da çalışanların maaşı mutlaka benimkinden epey daha fazladır ama onda hiç gözüm yok inanın…. Beni rahatsız eden burada kendi devletimin koordinasyonuyla hesaplanan “”PAHALI”” elektrik fiyatının üzerine bir de %81 ne idüğü belirsiz sürşarj eklenmesi.
Faturayı incelemeye devam edelim. AltıyüzSeksen kuruş “”KayıpKaçak”” bedeli ödüyorum. Yani elektrik şebekesinde teknik beceriksizlikler (veya hırsızlıklar) nedeniyle “kaybedilen” (ya da kaybedildiği iddia edilen) bir para benden isteniyor. Ben 31 lira kaybımın içindeki sadece bu altıyüzseksen kuruş için bu kadar fazla tantana yapılmasından yana hiç değilim şahsen. Diğer bedeller niye hiç sorgulanmıyor ki??
Perakende satış hizmet bedeli diye, sayaç okuma bedeli diye, iletim sistemi kullanım bedeli diye, dağıtım bedeli diye, enerji fonu diye, hiç seyretmediğim TRT’nin payı diye, elektrik tüketim vergisi diye alınan paylar ve tüm bunlar üstüste eklendikten sonra hepsinin üstünden alınan KDV.. Faturanın cem’an iki katına çıkması beni cidden rahatsız etmektedir…
Hani adam hamama gitmiş dışarı çıkarken bakmış ki önünde içeride iken hiç görmediği 18 kişi diziliyor. Peşkirci, Sabuncu, Havlucu, hiç görmediği hizmetler için, hiç görmediği insanlar kendisinden yüklü miktarlarda bahşişler istemekteler. Hamama giden terlermiş. Eğer terlemek istemiyorsan hiç hamama gitmezsin olur biter. Ama bu elektrik öyle değil ki?. Metozori satın aldığımız bir tür tekel malı.
Aslında ben bir ayda 233 KWh elektriği çatıma koyacağım iki tane güneş paneli ile TAMAMEN BEDAVAYA da alabilirim. Ama devletim benim bunu yapmamı istemiyor. İnce tezgah kurmuş. Benden illaki alacak. Sürekli alacak. Beni gördüğü her yerde çarpacak. Sadece elektrikle değil tabii. Hava, su, yemek, içmek, her zaman, her yerde . Ben kazanırken de harcarken de…. İnce dilimler halinde, itiraz edemeyeceğim hassas biçimlerde…. Her kazın tüyleri onu ürkütmeden yolunacak. Alınan pay ülkede üretilen tüm katma değerin toplamda üçte ikisine varan miktarıdır… Eğer herhangi birşey üretebiliyorsanız iki tane de devlete vereceksiniz. Bir tane siz alacaksınız… Birini siz yerken ikisini o (sizin yerinize) afiyetle yiyecek. Siz bir araba alabilmek için devletinize de iki tane araba alacaksınız. Siz deposunu doldurmaya benzinciye girdiğinizde onun iki arabası da girecek. Hepsinin parasını siz ödeyeceksiniz. Olay budur..