Swaziland halkı kralından memnun
Zeitgeist / Denemeler | canakci | Ocak 8, 2012 at 9:35 amDüsturu Siyinkaba (biz bir kaleyiz) olan Svazi’lerin toprağı bizimle ayni boylamda. Tıpkı ABD gibi o da eskiden bir ingiliz sömürgesiymiş. Güney Afrika’nın içinde Madagaskar’a komşu bu ülke 1968’de bağımsızlığını kazanıp üniter parlamenter demokrasi olmuş. İnsani gelişmişlikte bizden bile 48 ülke geride. Ama ondan da 47 ülke daha geride Demokratik Kongo Cumhuriyeti bulunuyor.
Yani eğer dünyanın 187 ülkesini insani gelişmişlik bakımından bir sıraya koyar ve 4 ana gruba bölersek bu sıralama Norveç(1), Hırvatistan (46), Türkiye(92), Swaziland(140) ve Kongo(187) şeklinde olacaktır. Biz tam ortalardayız.
Bunu söylemekten maksadım Svazi’lerin ülkesinin en gelişmemişlerden değil, bizle Kongo arasında bir gelişmişlik düzeyine sahip bir konumda olduğunu anlatmak. Kendi yağıyla kavrulup, kendini besleyebilen talihli ülkelerden birisi.
Her yıl onbinlerce evlenmemiş çocuksuz kız ve kadın toplamda sekiz gün sürecek Umhlanga (Kamış Dansı) için köylerinden kalkıp ana kraliçenin kraliyet kenti Ludzidzini’ye gelirler. Saraya geldikten sonra kızlar civar mıntıkalara dağılıp en uzun kamışlardan toplar, bir sonraki gün de onları bir demet haline getirip ana kraliçeye sunarlar. Bunlar payitahtın sınırlarını belirleyen çitleri tahkim ve tamir için kullanılacaktır. Bir günlük istirahat ve yıkanmadan sonra takıp takıştırma ve süslenme işine girişilir. Nongoma’da yapılacak kamış dansında en önemli şey kızların üzerlerinde taşıdıkları geleneksel takılar ve onların taşıdığı simgesel anlamlardır. Boyuna takılan boncuk dizili gerdanlık, ayak bileklerine takılan kozalaklardan yapılma tokurdaklı halhal, uzun bir fular ve etek. Pek çoğu bakire olduklarını ifade eden ve kamışları kesmekte kullandıkları büyük bıçakları ellerinde tutarlar. Sözlü, nişanlı gibi anlamlar ise ipli püsküller ve yün şerit rozetlerle ile ifade edilir.
Bugünkü kamış dansı seremonisi aslında kökü çok eskilere dayanmakla birlikte 1950’lerde geliştirilmiş. Genç kızlar (bekaretlerini güvence altına almak için) yaşlarına göre oluşturulan gruplarda yer alıyor ve evlilik yaşına geldiklerinde kraliçe anaya hizmet ve sonraki dans ve şölene katılma hakkını ediniyorlar. Her yıl sonbahar aylarında yapılan şölenin esas amaçlarından biri tarihsel olarak kralın kendisine yeni bir hanım seçmesi. Kral sadece festivalin son günündeki 20bin kadar gelin adayının yeraldığı resmigeçiti izliyor.
Kızların gruplar halinde şarkı ve danslarıyla kraliyet ailesinin önünde yapacakları resmigeçit turistler ve yabancı devlet erkanının da bulunduğu kalabalık bir grup tarafından da izlenir. Resmigeçitten sonra seçilmiş bazı köylerden katılan grupların yaptığı özel gösteriler sahne alır. Umhlanga töreninde kıralın çok sayıdaki kızları da bulunuyor. Onlar başlarına taktıkları kırmızı tüylerden oluşan taçları ile ayırdedilir.
Nüfusunun %25’i HIV pozitif (AIDS’li) olan ülkede halkın %60’dan fazlasının günde ikibuçuk liradan az bir gelire sahip olduğu düşünülürse yüz milyonlarca doları olan krala gelin gitmenin ne kadar önemli bir şans ve fırsat olduğu da kolayca anlaşılır.
Devletin başkanı Kral Misvati III babası kral Sobhuza II’nin 1982’de ölümünden ancak 4 yıl sonra yani 1986’da iktidara gelebilmiş. Çünkü babası Sobhuza II’nin 70 eşi ve 210 tane çocuğu varmış. Fatih Sultan Mehmet’in koyduğu iktidara geçince kardeşlerini öldürme yasası burada geçerli olmadığından olacak – doğal olarak- önce veliahtlar arasında içten içe bir iktidar savaşı oluyor. Aslında iktidar resmen “Aslan” (Ngwenyama) olarak ifade edilen kralın yanı sıra Dişi Fil (Ndlovukati) ilan edilen Valide Sultan tarafından paylaşılıyor. Daha doğrusu Dişi Fil ülkenin ruhani lideri, Aslan ise cismani lider. Ama bu durum teorik. Pratikte saray entrikaları sonucu iktidarı ele geçiren kral hangisi olursa Dişi Fil de otomatikman onun anası oluyor. O yüzden Valide Sultan’ın gücü sembolik.
Şimdiki kral Misvati 43 yaşında ve henüz sadece 13 eşi var. Babasının 210 çocuk rekoruna ulaşması biraz güç görünüyor. Çünkü iktidar savaşları sırasında epey güç ve zaman kaybetmiş.
Ülkedeki parlamenter demokrasi kavramı da (en az bizdeki kadar) tuhaf. Kral Sbhuza II 1968 yılında ülkeye Westminister tarzı bir anayasa getirmiş, ama devlet erkanının itirazı üzerine 1973’de Takrir-i Sükun çıkartılıp iktidara muhalefet etmek, alternatif parti kurmak ve fikrini ifade etmek gibi şeyler tamamen yasaklanıyor. Böylece Sbhuza ölene kadar rahat etmiş.
Ancak, aradan geçen zaman içinde halktaki uyanışın artması ile ülkedeki huzur ve güven ortamı kayboluyor. Kral Misvati III yeni anayasanın hazırlanması için bir komite kurmuş. Komite 99’da taslakları yayınlıyor, görüşe açıyor. Bu taslak ülke içinden ve dışından çok büyük muhalefetle karşılaştığı için yürürlüğe konması 2005 yılını bulmuş. Kralın egemenliğine karşı ciddi bir direniş hareketi oluşmuş durumda. Ancak, halen halkın büyük bir kısmı bu muhalefete katılmıyor ve krala sadakatini sürdürüyor. .
Her 5 yılda bir yapılan seçimlerle senatodaki 30 kişinin 20’si, Parlamentodaki 65 kişinin de 10’u kral tarafından seçiliyor. Geri kalanlar yerel komitelerin belirlediği adaylar arasından iki turlu bir seçimle halk tarafından seçiliyor. Swazi ülkesi Hhohho, Lubombo, Manzini ve Şiselveni olmak üzere 4 ana bölgeye bunlar da toplam 55 alt bölgeye ayrılmış durumda. Bu bölgelerin herbiri bir milletvekili seçiyor. Parti kavramı yok.