Cep Telefonundan Bankacılık
Para, Devletler ve Biz | flyavian | Şubat 29, 2012 at 10:05 amCep telefonundan bankacılık işlemleri yapabiliyoruz, internetten alışveriş yapabiliyoruz. Peki ya kredi kartı ya da para kullanmadan cep telefonumuz bir dıt sesi çıkaran alete tutup ödememizi yapabilseydik?
“Mobile money” ya da “mobile payment” denilen bu ödeme şekli yurtdışında yaygınlaşmaya başladı. 2011 yılında Ericsson gibi telekom sektöründen ve google gibi internet sektöründen ve bankacılık sektöründen devasa firmalar bu işe soyunuyor artık. Juniper’in yaptığı bir araştırmaya göre 2013 yılında “mobile money” sektörü 600 milyar dolara ulaşacak.
Mobile payment tabi telefon üzerinden yapılan her türlü ödemeye deniliyor. Spesifik olarak telefonu yaklaştırıp yapılan yukarıda tarif ettiğim şekildeki ödemenin adı “Contactless Near Field Communication” . Bu işe de Sony soyunmuş, Japonya’da “Mobile FeliCa” adıyla bu sistemi işleten kartları üretiyor. Paypal e-para işine el atmış durumda. İnternete giren herkesin birbirine para transfer edebilmesine çalışıyor.
Afrika’da bile artık her 10 kişinin dördünde cep telefonu var. Afrika’da bankacılık çok sınırlı kaldığından mobil bankacılığın başlaması Güney Afrika’da bankacılık işlemlerinin ani bir sıçrayışla %27 den %44’e çıkmasına sebep olmuş. İşlemlerin %12’si cep telefonundan cep telefonuna transfer şeklinde gerçekleşmiş.Nasıl mı? Kenya ve Güney Afrika’daki telekom şirketleri Sambaza ve MTN’nin sunduğu kontür transferi sevisi bir süre sonra alternatif bir para birimi haline dönüşmüş. Birçok yerde mal alıp satarken kullanıldığı gibi The Economist’e göre devlet dairelerine rüşvet verirken bile kullanılmış.Ancak önemli olan böyle bir paranın transaksiyonlarda kolaylık sağlaması ve vergilerden kurtarması. Bu kullanımı ciddi derecede arttırıyor. Talep oluşturuyor. Tabi sadece Afrika’da değil, dünya çapında oldukça güven kazanmış firmalar da var .
Ama anlatmak istediğim sadece bu sıkıcı “mobile money” işi değil.” Tüm dünya düzenlerini altüst edecek şimdiden başlamış olan büyük devrim”. İnsanların birbirine internete bağlanan cep telefonları üzerinden para gönderebildiğini düşünün. İnterneti kontrol altına almak mümkün değil. İnsanların birbirine para da göndermelerini engellemek mümkün olmayacak Devletler para akışını kontrolleri altında tutamamaya başladıklarında vergilendirilmesi de mümkün değil. Şu andaki adıyla bu paranın adı “karapara”. Devletler kullanmıyorsa tu-kara-para. Ama bir iş yaptığınızı düşünün. Hizmet verdiniz. Paranızı vergilendirilmemeiş olarak almak istemezmiydiniz. Üstelik hem hizmeti alan hem de verenden para alınmamış olacak. Tek farkı adı “google-money” gibi bir marka olacak. Dünya üzerinde belki de dolar ya da altından daha güvenilir uluslararası piyasalarda geçerli interneti ya da akıllı-cep-telefonu olan herkesin ulaşabildiği bir para olacak. Bu da ulus devlet kavramının tüm dünyada eridiği yeni bir dünya demek. İşte bunu nasıl olacağına akıl yormak gerçekten heyecan verici.
1930’lardan sonraki en ciddi ekonomik buhranın bizzat içerisini girmek üzereyiz. Bankalar batıyor, ülkeler batıyor. 2008’de yaşanan buzdağının sadece görünen ufak bir kısmıydı. 2008’de patlayan sadece mortgage balonuydu. İnsanlara kredi verip ev pazarını genişletmek başta güzel gözükebilir. Sonuçta ev almak isteyen kişinin belki de hiçbir zaman alamayacağı kadar yüksek fiyatlı bir evi oluyor. Banka faizlerden parakazanıyor. İnşaat şirketleri de sattıkları evleri sayısı arttığından dolayı para kazanıyor. Ne güzel. Ancak tüm saadet zinciri ya da ponzi zincirleri gibi bu da büyüyen bir pazar olduğu sürece, pazara yeni katılanlar olduğu sürece karlı bir iş. Yeni katılanlar olmadığı anda pazar büyüyemez. Büyüyemeyen bir pazara para akışı yavaşlar. Borçlanma maliyetleri de yükselir. Birdenbire elinize geçen para miktarının azaldığını düşünün. Ama borçlarınızı ödemek için borçlanmanız gerek. Ama kimsenin de elinde parası olmadığından kimse kimseye borç vermek istemez. 2008 krizinde de aynen böyle oldu. Lehman Brothers iflasını açıkladığında Amerika’nın dördüncü en büyük yatırım bankasıydı.. Peki dünyanın düzeni değişti mi? Hayır. Çünkü o zaman devletler değil sadece şirketler batmıştı, FED parasal genişleme yaptı yetmedi bir daha yaptı. Şimdi üçüncü genişleme kapıda. O zaman kriz bankalar ve sigorta şirketleri boyutundaydı, şimdi devlet boyutunda. Peki şimdi ya devletler batarsa.
Sizce batmayacak mı?Moody’s e göre Yunanistan’ın batmamama şansı yok. Bunu Temmuz 2011’de söylemişti. 24 Ocak 2012 itibarıyla durumunun hızlı bir şekilde kötüleştiğini söylüyor. Evet son olarak anlaşmalar yapıldı kurtarmak için paralr ödendi. Ama çoğu ekonomiste göre Yunanistan’ın temerrüte düşmesi çok yakın, yani borçlarını ödeyememesi muhtemel. Temerrüt sonrası dünya piyasasında muhtemel bir kontrolsüz çöküş olabilir. Yunan bonolarının Avrupa ve Amerika bankalarında yarattığı zararla birleşince zaten yetersiz olan Avrupa Bankalarının öz sermayelerini batıracak bir dalga yaratabilir.
Kontrolsüz banka batışlarının zincirleme şekilde genişlemesi Italya, Portekiz, İrlanda gibi ürettiğinden fazla borçlanan ülkeleri de aynı duruma düşürebilir. Taa Roma döneminden beri her ekonomik sorunda borçlarını para basarak çözmeye çalışan ve sorunları bir süre için çözmüş gösteren devletlerin paraları zamanla pula dönüşebilir. Daha doğrusu dönüşmeme ihtimali az. Çok az. Zaten güvenli liman olmaktan çıkmaya başlayan ve hızla develüe olan dolar daha da değersiz bir para haline dönüştüğünde, insanlar ellerindeki paralar ile giderek daha az şey satın alabilir hale gelmeye başladığında paralarını neye yatıracaklar. İnsanoğlunun yeni çözüm arayışının tükeneceğini zannetmem, kendisine şişirecek yeni balonlar bulur her zaman. Yeni Ponziler.
İşte tam da bu sırada internette birkaç aydır değeri artan bir para birimi ortaya çıktığını düşünün. İstediğiniz anda bu paradan alabiliyorsunuz internet üzerinden ve dahası bu parayı kullanan insanlarla ticaret yapabiliyorsunuz, cep telefonu üzerinden… Devlet kontrolleri olmadan. Yine internet üzerinde açılmış bir borsa bu paranın değerini belirliyor. Euro zaten dağılmış. Doların değeri azalırken bu yeni paraya güven giderek artıyor ve altından bile fazla değerleniyor. Yeni bir yatırımm aracı gelişmiş. Siz de bu borsaya internetten girip, TL yine pul olmuş durumdayken bu yeni paranın fiyatı henüz düşükken elinizdeki dolarlar ile almak istiyorsunuz. Erken davranan arkadaşlarınız çoktan kar etmişler. Aldığınız bu para e-para. E parayı bir defa aldığınızda telefonunuza yükleyebiliyorsunuz. Arkadaşınıza ya da mal satın aldığınız kişilere onlarda da aynı aplikasyon varsa anında gönderebiliyorsunuz. Telefonunuza 50 yazıp gönder dediğinizda ödemeyi yapmış olacaksınız (belki bir şifre işlemi olabilir arada). Ancak bunları telefonunuzu root ettkiten sonra, özel dns sistemleri ile devletin denetleyemediği şartlar üzerinden yapmalısınız. Çünkü devletin parasını kullanmadan ticaret yaparsanız devlet sizden nasıl vergi alacak? Bu para karapara kabul edilecektir. Tercih sizin ya akpulunuz ya da karaparanız olacaksa hangisini tercih ederdiniz?
İşte bu durum kokutucu bir devletler-insanlar savaşına dönüşebilir. İnsanlar üzerinde daha fazla hak sahibi olmak isteyen devletler bu gücünü kaybetmeye başladıklarında geri almak için savaşabilirler. Bunun için savaşlar çıkartmaları milliyetçilik düşünceleri yaymaları mantıklı olur. Ama ayrı bir ihtimal de yeni gelişen para piyasalarını yöneten büyük şirketlerle ortaklık yapmaya çalışırbilirler. Bu herkesin de karına olur. Ancak bazı devletler bu ortaklıkları sömürgecilik olarak niteleyip halkından yüksek vergiler almaya devam edecektir. Bu dönem yıllarca sürebilir. Ama eninde sonunda sistemler paradigmalar teknolojiye uyum sağlar. Ayak uyduramayan hantal devlet sistemleri de yok olacaktır.
Artık devletler yerine para piyasalarına yeni paralar basarak hakim olmaya çalışan özel şirketler. Bu şirketlerin dünyanın heryerinde hakim olduğu, bu paraları kullananlar arasında belirli kanunların işlediği, para üreticilerinin bir yandan müşteri kaybetmemek için kendine üye olanları kanunlarla hatta gerekirse kolluk kuvvetleriyle güvenliklerini sağladığı yeni bir dünya düzeni. Ülke sınırlarının değil ülke-devlet-şirket (adı her ne olursa) üyeliklerinin olduğu, herkesin isterse ülke değiştirebildiği çift taraflı anlaşma sonucu kabul edilen şartların olduğu bir dünya fikri ilginizi çekermiydi… Pek yakında bunu da liberteryen.org’da okuyabilirsiniz, gelecek de bir gün gelecek…