Hamamböceği Felsefesi
Sürekli Söyleşi | canakci | Mayıs 11, 2012 at 2:44 pm– Hamamböceğinin felsefesini sen nereden bileceksin ki?
– Hayır hamaböceğinin değil ben sana “hamamböceği felsefesini” anlatacağım. Onun için de öncelikle bu çılgın böceği (cockroach(ing.), cucaracha(isp.) yani 4000 kadar farklı türü olan Blattidae familyasını) daha iyi tanıman gerekiyor. Hamamı biz Türkler icat etmişiz ama bu böcek de gerçekten doğanın en büyük icatlardandır. Bir kere senin ataların daha henüz bu dünyada yok iken, ve daha henüz maymunlar dahi yok iken… Hatta hatta henüz daha ilk dinazorlar bile yaratılmamış iken onlar bu dünyada vardılar…
– Hadi yaa.
– Şimdi kendini düşün.. Nesin sen?. Evrenin yüce tasarımcısı(eğer varsa öyle birisi), ya da Cenabı Allah seni böyle insan olarak özendi bezendi de halk etti öyle mi?. Eğer bu tuhaf fikre inanmakta isen maalesef sana şunu da söylemem gerekiyor. Tanrı ona epey ciddi iltimas geçmiş. ……Gerçekten… Ama eğer sen tanrının Adem’i bir insan olarak değil de başka bir surette yeryüzüne indirmiş olabileceğini düşünmekte isen işte o zaman şuna da inanmalısın ki bu mutlaka bir hamamböceği olmalıdır.
– Neden ki?
– Uzaydan dünyaya doğru fırlatıldığında yeryüzüne ölmeden varabilecek tek yaratık odur da ondan.
– Nasıl yani?
– Uzay boşluğunda havasız üstelik radyoaktif ortamda geçireceği en az bir saat boyunca o hayatta kalabilir. Atmosfere girdikten sonra oluşan sürtünme ve ısıya karşı da üzerindeki zırhı onu bir uzay mekiğinden bile daha iyi korur. Dahası.. Yere düştüğündeki şiddetli darbeye ve ivme değişikliğine dahi dayanır.
– Vay canına
– Dünyaya ulaştığında da orada karşılaşabileceği her türlü sürpriz duruma karşı önceden hazırlıklıdır.
– Mesela?
– Mesela onu bir kibrit kutusuna hapsedersen kartonun liflerinden beslenerek 6 ay kadar yaşayabilir. Sonunda dışarı çıkmayı da başarır. Aklına gelen hemen herşeyi yiyip kendine gıda yapabiliyor. Herhangi canlının yiyebildiği herhangi gıdanın dışında kağıt, odun, deri, sigara izmariti, diş macunu, zamk, kahve telvesi, sabun, bok, kumaş, ayakkabı, boya, duvardaki duvar kağıdının arkasındaki yapışkan, insan saçı, insan tırnağı dahil bedenin her dokusu… (özellikle ceset iken)
– Böğğ
– Zaten hiç yemeden de aylarca yaşayabilir. Kalbinin atışını yavaşlatabilme yeteneği var. Kendisinden bin kat ağır birşey üstüne düşse o ezilmez. O şey üstünden kalkıncaya kadar bekleyebilir. Kendimizi onun kadar sağlam yapmak için üzerimize 10cm çelik zırh giymemiz gerekir ki bu anlamda biz hala onun kadar sağlam bir zırhlı tank bile yapamıyoruz. Buna mukabil üstelik çok da hızlıdır.
– Ne kadar hızlı?
– En hızlı koşan yaratık saydığımız Puma’dan bile on kat daha hızlıdır. Eğer bir insan onun hızında koşabilse idi jet uçağını bile geçerdi.
– Hadi yaa !!
– Koşma dışında uçan ve yüzen türleri de var. 4000 kadar türünün içinde boyu birkaç milim olanından 9cm boy 18cm kanat genişliğine ve 50 gram ağırlığında kuş gibi olanına kadar her türlüsü var. Onun familyası kendi başına bir hayvanlar alemidir. Üreme konusunda da muazzamdırlar. Mesela erkeğini kaybetse umurunda olmaz, çünkü bir daha döllenmeden ömrünün sonuna kadar 8 defa yumurtlayabilir. Bir yumurta kesesinden 50-100 ömrü boyunca 500 yavru üretebilir.
– İnanılmaz bişey..
– Eğer yaradılış teorisine inanmakta isen o zaman sana şunu soracağım. Tanrı daha ilk baştan bu kadar mükemmel hayatta kalma becerisi olan bir şeyi yaratabilmişse daha niye uğraşsın ki?. Aletlerini toplayıp paydos edip gitmez mi? Daha başka birşey yapmak için niye uğraşsın??
Yok eğer sen “”evrim teorisine”” ve bunun “”most fit to survive””(en dayanıklısı hayatta kalır) prensibine göre işleyen bir mekanizması olduğuna inananlardan isen o zaman da sana şu soruyu soracağım. Nasıl olur da daha başlangıç noktası bu kadar mükemmel iken milyonlarca yıllık bir evrimin sonunda insan gibi ona göre bin kat daha dayanıksız bir mal ortaya çıkabilir. Bu evrim nasıl çalışan birşey ??.
– Ben buna nasıl cevap vereyim şimdi? Ben ne bileyim??
– Aslında sana şunu söylemek istiyorum. Onun hangi durumlarda nasıl davrandığına bakıp kendimize oradan hikmetler çıkarmamızda fayda var bence..
– Ne gibi
– Mesela; Etrafında mahiyetini tam olarak anlayamadığın senden güçlü bir şey zuhur ettiğinde hemen oradan kaç. Kaç ama sakın onun senden istediği yöne doğru kaçma… Mümkünse aksi yöne kaç
– Haydaa.. Peki ya adamın tüm meramı seni canına kıymadan usulca kapıdan dışarı kışkışlamak ise?… Senin illaki içeri doğru kaçmakta ısrar ettiğini görüp sana daha beter hiddetlenir ve üstüne basıp çatırt diye kırmaz mı o senin sağlam zırhını?
– Olabilir.. Kader.. Ama benim o olasılığı hesaplamam imkansız.
– Işık görürsen ışığa doğru git. ama eğer ışık senin üzerine doğrultulursa hemen kaç.
– Neyin olabileceğini görmek için önce bekleyip nelerin olamayacağını görmek gerek…