Güvenlik için Serbest Piyasa
Hikayeler / İnsanlık Halleri | Gustave de Molinari | Eylül 13, 2014 at 6:02 pmTamamen hayalî bir durum düşünelim.
Yeni kurulmuş bir toplum olsun. Bu toplumun üyeleri çalışıp üretmekle ve emeklerinin meyvelerini takas etmekle meşguldürler. Bu insanlar içgüdüsel olarak üzerinde çalıştıkları, ekip biçtikleri toprağın ve kendi emeklerinin hâsılasının sadece kendi malı olduğu, kendilerinden başka hiç kimsenin onlara dokunmaya bir hakkının bunmadığı vizyonuna sahip olsunlar.Bu içgüdü aslında kuramsal bir durum değil; var olan bir şeydir. Ama insanoğlu kusurlu bir yaratık olduğu için “herkesin kendisinin ve mallarının asıl sahibi olduğu” farkındalığı tüm insanlarda eşit derecede bulunmaz. Bazı insanlar şiddet ve dolandırıcılık yöntemleriyle diğerlerinin şahsına ya da mülküne karşı kriminel bazı girişimlerde bulunurlar.
O nedenle bu tür cebir ve hileye dayalı saldırganlıkları bastıran ve engelleyen bir sistem gereksinimi doğar. Farz edelim ki bir ya da bir grup adam gelir ve der ki: “”Ben bir bedel mukabilinde mal ve cana karşı girişilebilecek herhangi saldırganlık eylemlerini engelleme veya bastırma görevini üstlenebilirim. Kendi mal ve can emniyetini her türlü saldırganlığa karşı korumak isteyenler bana başvursunlar.””
Tüketici böyle bir güvenlik üreticisi ile pazarlık için masaya oturmadan önce ne yapacaktır?.
Öncelikle taahhüt ettikleri bu korumayı hakikaten gerçekleştirebilecek güçte olup olmadığını kontrol edeceklerdir.
İkinci olarak ise karakter yapısı itibariyle bastırması gereken saldırganlıkları kendisinin yapıp yapmayacağından emin olmaları gerekir.
Tüketicinin üçüncü kontrol etmek isteyeceği şey başka herhangi bir güvenlik üreticisinin kendilerine ayni güvenceyi daha iyi koşullarda sağlamaya hazır olup olmadığıdır. Bu koşullar çok farklı niteliklere sahiptir.
Tüketiciye tam güvenceli bir can ve mal emniyeti sağlayabilmek için zarar görülmesi halinde söz konusu mağduriyetin boyutuyla orantılı bir telafinin sağlanabilmesi gerekir. Aslında;
1. Güvenlik üreticisinin saldırganlığı yapacak olanlara karşı belirli cezaları uygulayabilmesi ve tüketicilerin kendileri de bizzat böyle bir saldırganlık işlemeleri halinde ayni cezalara maruz kalacaklarını kabul etmeleri gerekir; 2. Güvenlikçi söz konusu saldırganlığın faillerini belirleyebilmek amacıyla tüketiciye de belirli rahatsızlıklar verebilecektir; 3. Güvenlik üretiminin maliyetini karşılamak ve kendisine tatminkâr bir kazanç sağlayabilmek için güvenlikçi tüketicilerin durumlarına, mesleklerine mülklerinin boyut ve özelliklerine göre değişen bir bedeli sürekli olarak tahsil edecektir. |
Eğer güvenlik üretimi hizmeti için gerek duyulan bu koşullar müşterinin kabul edebileceği nitelikte ise bir pazarlık ve uzlaşma mümkündür. Aksi halde tüketici böyle bir güvenlik hizmetini hiç almayacak yahut da kendisine uygun koşularda verebilecek başka bir güvenlikçiye başvuracaktır.
Eğer güvenlik endüstrisinin kendine has niteliklerini göz önünde bulunduracak olursak, güvenlik üreticisinin müşteri portföyünü belirli bir coğrafi bölge içinde sınırlamak zorunda olduğunu görürüz. Yeterli sayıda müşterisi olmayan bir bölgede polisiye hizmetler için gerekli masrafları karşılamak mümkün olmaz. Müşteriler doğal olarak faaliyet merkezlerinin civarında toplaşmış olacaklardır. Yine de güvenlikçi bu konumunu müşteriye şartlar dikte ederek istismar edemez. Çünkü herhangi bir haksız maliyet artışı söz konusu olduğunda müşteri sözleşmesini rakip veya komşu bir başka güvenlikçiye aktarabilir.
Müşterinin istediği her yerde güvenlik satın alabileceği böyle bir opsiyon güvenlik hizmeti üreticileri arasında sürekli bir rekabet konusu olacaktır. Tüketici portföyünü korumak ve geliştirmek isteyen her üretici daha ucuz, daha hızlı daha adaletli güvenlik için sürekli bir çaba içindedir. Aksine tüketicinin istediği yerden güvenlik satın alabilme hak ve fırsatının olmadığı bir yerde hemen kötü yönetim ve gelişigüzelliğin kol gezdiği geniş bir meslek alanı ortaya çıkar. Adalet yavaş ve pahalı hale gelir. Polis sinirlendirici davranır. Bireysel özgürlüklere saygı gösterilmez. Güvenliğin maliyeti istismarcı bir boyuta aşırı yükselir. Şu veya bu sınıftan müşterinin güç ve etki durumuna göre güvenlik maliyetleri hizmetten istifade ettiği farz edilen müşteri grupları arasında aşırı oransız bir şekilde paylaşılır.
Güvenlik koruyucular müşterileri birbirinin elinden gasp edebilmek için acı mücadelelere girişirler. Kısacası, tekelci veya komünist bir sistemin yapısında bulunan tüm kötüye kullanım biçimleri hep birden ortaya çıkar. Serbest rekabetin geçerli olduğu bir ortamda güvenlik sağlayıcıları arasındaki bir savaş tüm haklılık gerekçesini kaybeder. Niye savaşacaklar?
Müşteriyi fethetmek için mi? Ama müşteri kendisinin fethedilmesine izin vermez. Rakip güvenlik sağlayıcıların malına ve canına vicdansızca saldırabilen güvenlikçiler tarafından korunmayı istemez, yanılıp da böyle bir seçim yapmamaya dikkat eder. Küstah bir fatih fethettiği bölgenin diktatörü olmaya karar verirse eğer oradaki tüketiciler bu tehdide maruz kalmış durumda olan diğer tüm özgür tüketicileri yardıma çağırır ve ona hak ettiği karşılığı verirler.Savaş nasıl tekelciliğin doğal bir sonucu ise, barış da özgür bir düzenin doğal sonucudur. Özgürlükçü bir rejimde , güvenlik endüstrisinin doğal örgütlenme biçimi diğer sanayi örgütlenmelerinden farksızdır. Küçük bölgelerde tek bir girişimci yeterli olur. Bu girişimci işini oğluna devreder veya bir diğer girişimciye satar. Daha büyük bölgelerde bir şirket tek başına bu önemli ve zor görevi yerine getirebilecek kaynakları uygun bir şekilde bir araya getirebilir.