İran, Muhafazakar Devrimcilik ve KKK

Sürekli Söyleşi | | Aralık 25, 2023 at 10:33 am

― Muhafazakar devrimcilik lafı bir oksimoron değil mi. Bir insan nasıl hem devrimci hem de muhafazakar olabilir?

― Haklısın.  Bir rejimin aniden devrilip yerine bir başkasının getirilmesini istemeye devrimcilik, değişime karşı durup geleneksel görüş ve değerleri desteklemeye de muhafazakarlık denildiğine göre zıt kavramları çağrıştıran sözcüklerin bir arada kullanıldığı bir oksimoron (ikirciklem) olarak da adlandırılabilir. Pratikte hem muhafazakar hem de devrimci olmak mümkün olmadığına göre bu ifade tutarsız, ama maalesef dilimizde kullanılan siyasi kavramların hemen hepsinde böyle tuhaf kavramsal yamukluklar var.  İki türlü durum kastediliyor;

Bunlardan ilki “var olanı yıkıp bir vakitler devrilmiş olan eski düzenin benzerini yeniden getirip inşa etmeye çalışmak”. Buna neokonservatizm de deniyor ve “Yeni Osmanlıcılık, Abdülhamitçilik, Hilafetçilik” gibi sıklıkla rastladığımız yaklaşımlar da örnek olarak gösterilebilir (eskiden “irtica- gericilik” denilirdi.). Tarihten tipik bir örnek de “”Conservative Revolution”” diye aradığınızda Almanya’daki (1918-1933) Weimar Cumhuriyeti sırasında ortaya çıkan hareket. Bu hareket o sırada Weimar’ın getirdiği parlamenter demokrasiye, liberalizme, egaliteryenliğe karşı, moderniteye ve burjuvazi ruhuna da karşı. Bir tür yeni bir saltanat düzeni istiyorlar ve bu talepleriyle Nazizmin gelişine önayak olmuşlar.

İran hükümeti 2019 Kasım’ında da 1500’den fazla sivil vatandaşını öldürmüştü.

Muhafazakâr Devrimciliğin ikinci türü ise “devrimle kazanılmış olanı ne bahasına olursa olsun elde tutmayı sürdürmek” maksatlıdır. İran’da Humeyni’nin devrimin ilk yılında kurduğu (5 Mayıs 1979) Sipah-i Pasdaran-i İnkılab-i İslâmi; “İslam Devrimi Muhafızları Ordusu”, İran Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı kara, hava, deniz ve füze kuvvetleri bulunan büyük bir ordudur. Kara deniz hava, Kudüs gücü, Besiç, füze kuvvetleri ile 125 bin kişi akltif gücü var. Ama hepsi ayrı ayrı ruhani lidere bağlı (böl yönet). Şimdi tabii bir iktidarı devirmişsin, birilerini asmış kesmişsin, öbürlerinin mallarına çökmüşsün. Günü gelip birileri de sana aynilerini yapamasınlar diye mümkünse devrimle ele geçirip yağmaladıklarını devrimle kaybetmeyip mümkünse sonsuza kadar muhafaza edebilmek için devrim muhafızı kesileceksin. 

İran Cumhuriyetinde halen devam etmekte olan Mahsa Amini’protestoları nedeniyle şimdiye kadar tutuklanan 15 bin kişiyle ilgili olarak İran Parlamentosu ölüm cezası verilmesini oyladı (8 Kasım 2022), Meclisteki toplam 290 üyeden 227’si ceza lehinde oy kullanmış. Size göre sorsam acaba caiz midir? İran’daki bu tutuklu 15 bin kişinin idamı?― Biliyorsunuz İran’da yasal olarak “”Allaha savaş açmak”” suçunun cezası idam. Şeriat böyle diyorsa eğer, hakikaten o suçu işlemişlerse… Hiç istenecek bir şey değil ama.. Yani yüce yargı… Bakınız parlamentonun kahir ekseriyeti de onaylamış, müftü (diyanet işleri başkanı) imzalamış, ruhani lider de eğer cevaz vermişse katli vacip demektir. Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır. Allahın dediği olur, takdiri ilahi.. bize söz düşmez, madem ki Amerikan gavurunun telkinine alet olup böyle büyük bir günahı işlemişler, şeriatın kestiği parmak acımaz.

Bence burada ahlak ve vicdan ile tanımlamamız gereken insani bir dram söz konusu. Sivil birey olarak tarafsız kalmak mümkün değil. Canavarlaşmış bir rejimden söz ediyoruz. Bugünkü insani gelişmişlik düzeyinin tanımladığı insan hak ve özgürlükleri ahlakını ve küresel hukuku reddedip İslâmı da kendi saltanatlarının ihtiyaç duyduğu ahlaksızlık düzeyi ile uyumlu hale getirmişler. İnsanlık suçlarını  Söylentilere göre son 8 haftada besiçler zaten 300’den fazla protestocuyu sokakta öldürmüşlerdi. Son bir yıl içinde HRANA (İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı)na göre en az 528 mahkum asılarak idam edilmiş. Eldeki bilgilere göre bunlardan en az 20 si kadın, 7si çocuk. Yargı kararlarında genellikle hemen hepsi adi suçlu olarak gösteriliyor.

Yorum gönder

Yorum göndermek için giriş yapmalısınız.