Genç Osman’ın Katledilişi
Tarihte Neler Oldu | canakci | Mart 7, 2013 at 2:43 pmSultan I. Ahmed’den olma, Sırp asıllı Mari (Mahfiruz Hatice Sultan)’dan doğma Sultan II. Osman ya da Genç Osman 1604 doğumludur. Kendisi henüz 14 yaşında iken 1618 yılında, amcası Sultan I. Mustafa’nın tahttan indirilmesi üzerine Osmanlı tahtına oturan 16. Osmanlı padişahı ve 95. İslam halifesidir. Kendi iradesi dışında saltanattan düşürülen Osmanlı sultanlarının dördüncüsü olup, 1622 yılındaki yeniçeri ayaklanması (yani bir askeri darbe) sonucunda devrilerek, Yedikule Zindanı’nda öldürtülmüştür.
Olay şöyle olmuştur;
1 – Tahta çıkar çıkmaz devlet erkânı içindeki üst düzey yetkilileri değiştiren, müderris ve kadıların atanma yetkilerini şeyhülislamdan alan Sultan Genç Osman çok yenilikçi bir padişahtı. Fatih Sultan Mehmed devrine kadar yapıldığı gibi saray dışından, Şeyhülislam Es’ad Efendinin ve Pertev Paşa’nın kızları ile evlendi.
Yavuz Sultan Selim devrinden itibaren padişah saray dışından evlenmediği için bu davranış önemli bir değişiklik oldu. Kendisine plânlarını uygulayacak bir sadrazam bulamadı.
İktidarının üçüncü yılında büyük kardeşi şehzade Mehmet’i boğdurarak (Mayıs 1621′de) çıktığı Lehistan(Polonya) seferinden Hotin Kalesi’ni uzun süre kuşatmasına rağmen alamadan Ocak 1622’de İstanbul’a geri döndü.
Lehistan seferindeki başarısızlığa, yeniçerilerin sebep olduğunu gören ve devlette köklü düzeltmeler yapmak gerektiğine kara veren II. Osman, yeni bir askeri teşkilat kurmak için harekete geçti. Yeniçeri mevcudunu tespit etmek için yapılan yoklamalarda, mevcut olmayan askerlerin de var gibi gösterilerek, yevmiyelerinin ocak ağaları tarafından alındığı anlaşıldığından, fazla ödemeler kesildi. Genç Osman, yeniçeri ocaklarını teftişlerinde, ocak ağalarını askerlerin önünde azarladı. Padişah’ın, Halep, Şam, Erzurum ve Mısır beylerbeylerine bölgelerinde asker yazdırmak için, gönderdiği gizli talimatların, yeniçeriler tarafından öğrenilmesi yeniçerilerin Genç Osman’a karşı tavır almalarına yol açtı.
2 – Uzunçarşılı’nın yazdığına göre, “Bilhassa Kızlarağası Süleyman Ağa İle hocası Ömer Efendi, bu hususta padişahı tahrik etmişler ve hatta kendisine Osmanlı askeri olmaya layık Mısır ve Şam askeridir, yoksa bunlara verilen ulufeye günahtır, diyerek padişahı, maiyeti askerinden soğutmuşlar ve maksatlarını kuvveden fille çıkarmak isteyerek, planlarını örtmek için de, bilhassa Kızlarağası İle hocası Ömer Efendi, Sultan Osman’ı hacca gitmeye teşvik eylemişlerdi.”
3 – Kendisinden önce hiç bir Osmanlı padişahı hacca gitmediği halde, Genç Osman hacca gideceğini ilan ederek hazırlıklara başlattı. Yeniçeriler, padişahın hac bahanesiyle Anadolu’ya giderek, yeni bir ordu düzenleyip kendilerini gözden çıkaracağı endişesiyle, Genç Osman’ın hacca gitmesine karşı çıktılar. 18 Mayıs 1622′de At meydanında toplanan yeniçeriler:
-”Padişah’ın bu şekilde Hicaz’a gitmesi bizden yüz çevirmesindendir. Nizam-ı alem için padişahlar haccı terk edegelmişlerdir. Payitahtı bırakıp gitmek hatadır. Bu işten vaz geçmelidir.” diye bağırıyorlardı. İsyancılar aynı gün, padişahın hocası Ömer Efendi’nin konağını yağmalayıp, Sadrazam Dilaver Paşa’nın konağına da saldırdılar.
Padişahın kayınpederi olan Şeyhülislam Esat Efendi ile ünlü şeyhler ve ordu, II. Osman’ın Hicaz’a gitmesine karşıydı. Esat Efendi, “Padişahların hacca gitmesine gerek yoktur” diye birde fetva çıkartmıştı.
Asker ocakları ayaklanarak Sultanahmet Alanı’nda toplandılar ve önce padişahın hocası Ömer Efendi’nin konağını yağmaladılar. Genç Osman, akşama doğru, durumun kötüye gittiğini anlayarak, ulemaya isyancıların isteklerini sordurdu. Onlar da:
-”Kul taifesi, padişahın Anadolu’ya gitmesine razı değildir. Hoca Ömer Efendi’nin ve Darüssaade Ağası Süleyman Ağa’nın görevden alınmasını isterler” deyince, Genç Osman:
-”Varın söyleyin, hacca gitmekten vaz geçtim, fakat hoca ile darüssaade ağasını görevden almam” dedi.
4 – Bu kez askerler müftü ve kazaskeri de aralarına alarak tekrar Sultanahmet Alanı’nda toplandılar. Şimdi artık iki kişinin azlini değil, Veziriazam Dilaver Paşa da dâhil, birçok kişinin kellesini istiyorlardı.
5 – II. Osman kellesi istenen kişilerin öldürülmesini reddetti. Saraya gelen ulema heyeti ise padişahtan bu isteklere uymasını rica ediyor, yoksa ayaklanmanın büyüyeceğini söylüyorlardı. Ama Genç Osman, ödün vermemekte direndi. Ve sözcü olarak gönderilmiş ulema heyetini sarayda alıkoydu.
6 – Murahhas olarak saraya gönderilen ulemanın gelmediğini gören isyancılar, saraya girmeye karar verdiler. 19 Mayıs 1622′de tekrar At Meydanında(Sultanahmet Meydanı) toplanan isyancılar padişahtan, Sadrazam Dilaver Paşa, Hoca Ömer Efendi, Vezir Ahmed Paşa, Darüsseade Ağası Süleyman Ağa, Baş Defterdar Vezir Baki Paşa ve Sekbanbaşı Nasuh Ağa’nın öldürülmelerini istediler. Genç Osman, isyancıların taleplerini kabul etmeyince, sarayın kapısına dayandılar. Saray’a giren isyancılar, padişahı ayak divanına çağırdılar. Şimdi artık üç beş kişinin kellesini istemiyor, aynı zamanda “Sultan Mustafa’yı isteriz” diye de bağırıyorlardı. Genç Osman divanı kabul etmeyince:
-”Sultan Mustafa’yı isteriz” diye bağrışmaya başladılar. Şehzade Mustafa’nın bulunduğu “Kadınlar Dairesi’ne” gittiklerinde, dairenin kapısını açamadıklarından dama çıkıp kubbesini deldiler ve Sultan Mustafa’yı damdan dışarı çıkardılar. I.Mustafa’yı oradan alıp Orta Cami’ye götürdüler.
Bu arada isyancılar hapishaneleri boşaltarak, şehri yağmalamaya başladılar.
7 – II. Osman ödün vermeme ısrarından vazgeçmiş ve Veziriazam Dilaver Paşa ile Kızlar ağası Süleyman Ağa’yı isyancılara teslim etmişti. Askerler her ikisini de hemen parçaladılar. Ama ayaklanma durmadı. Artık ille de Sultan Mustafa’yı istiyorlardı. İşin rengi bir anda değişmişti.
8 – Genç Osman isyancıların elebaşlarına “Bilmezlik ile size cefa ettim ise affeyleyin, siz etmeyin, dün sabah padişahı cihan idim, şimdi üryan kaldım; merhamet edip halimden ibret alın; dünya size dahi kalmaz; hangi padişahın kulları padişahlarına bu ihaneti ettiler” diye onların merhametine sığınmak istedi ve ağladıysa da, sözlerine kimse kulak asmadı.
9 – Şeyhülislam Esad Efendi isyancılara: -”Kardeşlerim, gelin etmeyin, Sultan Osman istediklerinizi verdi ve dahi kimi isterseniz sultandan alıverelim” dediyse de asiler:
-”Mustafa’dan başka Sultan tanımayız” diyerek, I.Mustafa’yı padişah olarak istediklerini bildirdiler. Genç Osman, Bursa’ya gitmek istediyse de bunu başaramadı. Bunun üzerine yanındakiler Ağakapısına sığınmasını istediler. Genç Osman, yanında Veziriazam Ohri’li Hüseyin Paşa, Bostancıbaşı Mahmud Ağa ve Sadaret tezkirecisi Sıtkı Çelebi olduğu halde, Ağakapısına gitti. Yeniçeri ağası Kırkçeşmeli Ali Ağa ile isyanın nasıl bastırılabileceğini görüştüler. Alınan kararlar,Yeniçeri Odabaşılarına bildirildi. Ali Ağa, sabah namazından sonra, yeniçerilere durumu anlatmak istedi. Fakat konuşmaya başlar başlamaz isyancılar tarafından feci şekilde öldürüldü. Ohri’li Hüseyin Paşa’yı da öldüren yeniçeriler, kesik başını Orta Cami’ye getirdiler. Genç Osman, Ağakapısı’ndan çıktığında, Hüseyin Paşa’nın cesedini görünce:
-”Bu mazlumun, günahı yoktu. Her zaman kul hakkında bana iyilik söylerdi. Eğer onun sözünü dinleseydim bu işler başıma gelmezdi. Beni bu hale düşüren, Ömer Hoca ile haremağasıdır” dedi.
10- İsyancılar, Ağakapısı’ndan aldıkları Genç Osman’ı, Orta Cami’ye götürmek üzere yola çıktılar. Yolda rastladıkları bir ata bindirdiler. Devrik padişahın sırtında eski bir beyaz elbise, başında bir sipahinin verdiği kirli bir sarıkla sarılmış bir kavuk vardı. Genç Osman, yolda su istediğinde bir testiyle su getirip, Genç Osman’a vermeden yere attılar. Hakaretler, küfürler eşliğinde, Orta Cami’ye doğru yola koyuldular. Altıncıoğlu adlı bir asi, Genç Osman’ı tartaklayıp küfürler edince, Genç Osman ağlayarak:
-”Behey edepsiz! Ben padişahınız değil miyim, nedir bu ettiğiniz cefa?” diyerek göz yaşları içinde yola devam etti.
Orta Cami’ye gelindiğinde, Genç Osman’ı bir odaya hapsettiler. Caminin etrafı isyancılarla doluydu. Cuma salası verildiğinde askerler Genç Osman öldürüldü sanıp:
-”Zinhar, Sultan Osman’a bir şey yapılmaya, vücuduna zarar erişmeye, buna rızamız yoktur. Sultan Osman mahpus dursun, sonra ne gerekirse öyle olsun” diye bağırdılar. Bu arada I.Mustafa tarafından sadrazamlığa getirilen Davut Paşa, Genç Osman’ı pencereye getirip askerlere göstererek onları yatıştırdı. Genç Osman başındaki kirli sarığı çıkararak oradakilere:
–Bilmeden size cefa ettimse affeylen, ben ettim siz etmen. Görün dünyanın halini, dün sabah cihan padişahı idim, şimdi üryan kaldım. Malımın, esbabımın haddi hesabı yok iken, on akçelik bir arakiyeye (sarıklı kavuk) gücüm yok. Merhamet edin, halimden ibret alın, dünya size de kalmaz. Hangi padişahın kulları, padişahlarına bu kötülüğü yaptılar” deyince, yeniçeri ağalarından biri, temiz bir sarık uzatıp:
-”Padişahım, temizdir çıplak durmasın, kavuğunuza sarın” diye verdi.
Yeni sadrazam Davut Paşa, yanında kement olan bir Cebeci başıyla Genç Osman’ın yanına gelerek:
-”Osman Çelebi, bu durum nedir? Hele şimdi elimdesin, sana istediğimi yapmaya gücüm mü yetmez” diyerek, Genç Osman’ı boğdurmaya kalktı. Cebecibaşı, kemendi Genç Osman’ın boynuna atınca odada bulunan yeniçeri ağaları:
-”Neylersiniz şimdi, dışarıda asker duyarsa hepizi kırar” diyerek engel oldular. Genç Osman, Davud Paşa’ya:
-”Behey zalim! Ben sana neyledim, iki defa katlin gereken suçunu affeyledim. Sana memuriyet verdim, bana düşmanlığın nedendir?” deyince, yeniçeri ağaları:
–“Padişahımız hatırınızı hoş tutun. Ortalık yatışsın yine padişahımız sensin” dediklerinde, Davud Paşa, ağalara:
-”Siz bilmezsiniz, bu ne yılandır. Buradan sağ çıkarsa, hiç birimizi sağ komaz” dedi.
Genç Osman, pencere kenarına gelerek, dışarıdakilere:
-”Benim sipahi ağalarım, yeniçeri ihtiyarları, babalarım! Gençlik haliyle, münafık sözüne uydum. Bana bu hakaretleri yapmadan keşke orada öldürseydiniz. Ya beni istemez misiniz?” diye seslenince, isyancılar:
-”Seni halife istemeyiz ama katline de rızamız yoktur” dediler. Genç Osman son bir umutla:
“Şimdi beni katle razı değilseniz, Sultan Mustafa’nın odasına hapsedin” diye yalvarınca, cebecibaşı, sırtından çekerek tekrar boğmaya kalktı. Ancak Haseki Mehmed Ağa engel oldu. I.Mustafa’yı Topkapı Sarayına götürüp taht’a çıkarttılar.
11- Davud Paşa ve yeniçeri ağası, Orta Cami’ye geri geldiler. Orada bulunan yeniçeri ağalarına:
-”Burası ibadethanedir, mahpushane değil. Osman’ı Yedikule’ye gönderelim, sonra ne gerekirse o yapılsın” diyerek, Genç Osman’ı Orta Cami’den çıkardılar, sebze taşıyan atlı bir pazar arabasına bindirerek, Yedikule’ye doğru yola koyuldular. Halk yol bunca toplanmış asilerin arasındaki devrik padişahı seyrediyordu. Bir çeşmeye gelindiğinde, Genç Osman su içmek istedi, izin verdiler, kana kana su içti. Tekrar yola koyuldular, devrik padişaha, küfürler, hakaretler ederek,yola devam ettiler.
12 – İkindiden sonra II. Osman’ı bir pazar arabasına koyup, Yedikule Zindanı’na götürdüler. Yedikule’ye vardıklarında, Genç Osman’ı bir odaya hapsettiler. Askerler dağıldıktan sonra, Davud Paşa, kethüdası Ömer Ağa, Cebecibaşı ve bir kaç adamla, Genç Osman’ı katletmek üzere harekete geçtiler. Cebecibaşı kement atıp kendisini boğmak istediyse de, Osman güçlü kuvvetli olduğundan hepsiyle epey uğraştı. İçlerinden birisi, Osman’ın omzuna balta ile vurarak yere düşürdü ve nihayet Kilindir Uğrusu denilen subaşı kethüdası, husyelerini sıkmak suretiyle kendisini katlettiler (20 Mayıs 1622).
Cebecibaşı ölümüne nişane olarak kulağını kesip, yeni padişahın annesine götürdü. Naaşı o gece yeni saraya nakledilip, yıkandıktan ve küçük bir kalabalıkla cenaze namazı kılındıktan sonra merasimle babası Sultan I. Ahmet’in yaptırdığı Sultanahmet Camii’nin yanındaki türbesine defnedildi. Tarih Mayıs 1622. . Bu arada Genç Osman’ın bir gün önce ocak ağalarına vermeye kalktığı altınlar da yağmalandı.
Genç Osman’ın katline sebep olan, Sadrazam Davut Paşa, 13 Haziran 1622′de görevden alınarak, yerine Mere Hüseyin Paşa getirildi. Davut Paşa, 8 Ocak 1623 tarihinde, Genç Osman’ın öldürüldüğü Yedikule’ye, Genç Osman’ı götüren arabayla getirilip, Genç Osman’ı boğmak için kullanılan kementle boğularak öldürüldü. Genç Osman’ın katline karışanlar tek tek yakalanarak öldürüldüler.